ALLAH'a secde ettiğin yüzü, başkalarına karşı zillete düşürmemeğe gayret et, azîz olursun.
*
HAKK’ın nimetlerinin şükrünü eda et... Nimet gelir, şükrü göremezse gider...
*
Sakın kimseye hakaret gözüyle bakayım deme.
Unutma ki ALLAH'ın dostları binbir şekil, kıyafet içinde gizlidirler.
*
Halkın seni methetmesiyle zevk duyma, zemmetmesinden de acı çekme!..
*
Hak kuvvetlidedir derler; sakın inanma. Bu lâf câhil sözüdür.
Kuvvet “HAKK”tadır, unutma!
*
HAKK için zahmet çek...
ALLAH buyuruyor:
“Benim nâmıma zahmet çeken kulun seyyiâtını izzetim hakkı için mahvederim!”
*
İlmi var, ameli yok...
Ameli var, ihlâsı yok..
ALLAH dostlarının yüzünü görmek nimetine ermiş de, onlara bağlanmasını bilmez...
Denizin dalgası bâzân kabarır da sahile vururken:
“Ben varım!” diye mırıldanır...
Deniz de ona: “Sen yoksun, ben varım!” der.
Aman, gurura kapılıp da gönül kırma; yanarsın…
Sana bir dua öğreteyim:
Gözlerinde göz yaşından, ALLAH pazarında satılan inciler peyda olurken, söyleyeceksin:
“Sonsuz salâvat incilerinin dizileriyle, nihâyetsiz selâm cevherleri Muhammed Mustafâ'nın feyizlere açık ruhuna, hikmetlere açık göğsüne saçılsın!..
Gündüz parladıkça, güneş âlemi aydınlattıkça, ruhu rahmet ve semâlara garkolsun!..
Tertemiz ehl-i beyt'e selâm olsun!”
Bu dua, îmânın zevkine yükselenler içindir.
Henüz maddenin kesafetinde mahcub kalanlar, hayatta harikulade hadiselere tesadüf etmeyenlere ait değildir.
Vücud gözünün görmediği âlemle her an irtibatı olan mübârek bir zat kalabalık bir kitleye ders ve öğüt veriyordu.
Herkes huşû içinde güzel sözlerin tesiriyle adetâ ruhanî bir mi'râc hâlinde idiler;
Bir aralık dinleyenlerden temiz yüzlü, biraz mahcub birisi uyumaya başlıyor...
Mübârek zât derhâl susuyor.
Herkes uyuyan adama kızmaya başlıyor.
Yarım saat derin bir sükût.
Uyuyan uyanıyor, hatasından dolayı yüzü kızarıyor...
Mübârek zât tekrar konuşmaya bağlıyor...
Ders bittikten sonra, uyuyan adam mübârek zâtın yanına yaklaşarak hatasından dolayı af dilemeğe hazırlanırken mübârek zât:
“Oğlum, üzülme!.. Ben senin uyumana kızmadım; yarım saat bekledim... Rüyanda gördüğün mübârek zâtın ruhanîyetine hürmet ve muhabbetim dolayısiyle susmaya mecburdum…”
Meğer uyuyan adam rüyasında Hazret-i Resûl-i Ekrem'i görüyormuş...
Cebel-i Azamet'e : Aklı koy, orada nûrdan yapılmış libası giysin,
Cebel-i Kibriyâ'ya : Kalbi bağla, orada nûr-u muhabbet libasını kuşansın.
cebel-i izzete Nefsi bırak, orada ubûdiyyet libasına sarılsın,
cebel-i ezele : Ruhu çıkar, orada nûru'l-Nûr libasını alsın, sonra da aşk nârasiyle bağır, bunların derhâl toplandığını görürsün...
O zaman fetih başlar ve “Bizden olursun”.
Hızır, iki gözü kör bir adama rastladı:
*
“Sana dua edeyim de gözlerin açılsın.” dedi.
Âma gülerek ona:
“Geç baba işine! Ben kazâ-yı ilahiyi gözlerimden fazla severim. O’nun kazâsını gözlerimin açılmasına değişmem!” diyerek yoluna devam etti.
*
Uyku, gözlerini kapatmadıkça yatmaya heves etme…
Yedi saatten fazla uyku hamakati davet eder…
Çok acıkmadıkça da yeme fazla yemek hastalık getirir.
*
Tam otuz yıl arkasını ne bir duvara ne bir yastığa ne de bir mindere dayadı. Ne de diz üstü oturmaktan başka bir tavır takındı.
“Ne diye kendini meşakkate sokuyorsun?” dediler.
“ALLAH’ımı görürken başka ne türlü durabilirim!” dedi.
*
tek kurtuluş allaha kul olmakta.
YanıtlaSil