6 Kasım 2010 Cumartesi

“Dünya mâdem fânîdir!


Dünya mâdem fânîdir!
Hem mâdem ömür kısadır!
Hem mâdem gāyet lüzumlu vazîfeler çoktur!
Hem mâdem hayât-ı ebediye burada kazanılacaktır!
Hem mâdem dünya sâhibsiz değil!
Hem mâdem şu misâfirhâne-i dünyanın gāyet Hakîm ve Kerîm bir Müdebbiri (idârecisi) var! Hem mâdem ne iyilik ne fenâlık cezâsız (karşılıksız) kalmayacaktır!
Hem mâdem لَايُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْساً اِلَّا وُسْعَهاَ [ kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz] sırrınca teklîf-i mâlâyutâk (gücün yetmediği teklif) yoktur!
Hem mâdem zararsız yol zararlı yola müreccahtır (tercîh edilir)!
Hem mâdem dünyevî dostlar ve rütbeler kabir kapısına kadardır!
Elbette en bahtiyâr odur ki;
dünya için âhiretini unutmasın âhiretini dünyaya fedâ etmesin
hayât-ı ebediyesini hayât-ı dünyeviye için bozmasın
mâlâyâni (faydasız) şeylerle ömrünü telef etmesin;
kendini misâfir telakkī edip (kabûl edip) misâfirhâne sâhibinin emirlerine göre hareket etsin;
selâmetle kabir kapısını açsın saâdet-i ebediyeye (Cennete) girsin!”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı yorumlar faydalıdır.

Öne Çıkan Yayın

Esmaul husnadan anladiklarimiz

Esmaul husnadan anladiklarimiz ne kadardır bi soralim kendimize oysa rabbimizi tanimanin o nun fiil ve uzerimizdeki tasarrufunu bilmenin...