Bu yıl da Ramazan geldi…
İlahi bir fener gibi, yanıp tutuşturarak gönlümün tüm içi geçmiş mahya ampullerini… Sevince boğarak, gözü yaşlı vicdanımın beli bükülmüş ihtiyar ümitlerini…
Sanki yırtar gibi… Sanki söküp atar gibi…
Nefsimin ter kokusuna boğulmuş hiçliğini ruhumdan kazır gibi geldi bu yıl da Ramazan…
Şimdi bana düşen ihtiyar bir bedene hapsettiğim çocuk ruhuma, hak ettiği ışığı verebilmek yeniden…
Al nefsimi ey İblis!
Ben ruhumla ve vicdanımla Rabbim’e müebbet ediyorum kendimi…
Dostun senin olsun! Ben Halilullah yolunda kendimi bulmaya gidiyorum…
Bu yıl da Ramazan geldi…
Tespihlerimize dost olan melekleriyle giriverdi kapılarımızdan.
Evlerimizin başköşesine Cebrail’in Nebi’yle mukabelesi kuruluverdi…
Tüm günahkârların daha bir içten oluyor bu mevsimde tövbeleri.
Yaratılmış tüm zerreler sanki bir başka “hayy” diyor…
Diriliyor birden 7 arz…
Şeytan, kör kuyulara zincirleniyor bu ilahi günlerin adedince…
Ve ben, beni günaha bulanmış ruhumdan arındıran Rabbime bu Ramazan daha bir içten söz veriyorum ki, bir daha açılmamacasına kapatacağım şeytanın uğradığı tüm kapılarımı…
100 yerinden kıracağım O’nun içime giden yoldaki tüm adımlarını…
Bu yıl da Ramazan geldi…
Bedir kadar heyecanlı, Uhud kadar heybetli ve Hendek kadar derinden bir nağmeyle giriverdi gönlümün kapısından…
Şükrü hatırlatan iftar sofralarını bezeyerek düştü hayatımın tam orta menziline…
Şimdi sanki bir başka melodiyle içime işliyor bu ilahi zikir, gönül fetretimi sona erdiren radyomun, yüreğime fısıldayan nağmesinde…
Bu yıl da Ramazan geldi…
Ne iyi etti de geldi… İyi ki de geldi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Alakalı yorumlar faydalıdır.