29 Ekim 2010 Cuma

Perdeleri Kaldırmak

Perdeleri Kaldırmak

Anlamak ve anlamlandırmak zannedildiğinin aksine akıldan çok kalbin işlevi.
Hayata dair ne varsa,kendimize bakışımızın dışında ne varsa,
esasında kalple gördüklerimiz,
kalple anladıklarımız…
İçimize bakmaktan vazgeçip,bakışlarımızı dışarıya çevirdiğimizde insanlar hakkında ne kadar iyi düşünüp,hissedebiliyorsak kalbimiz de o kadar iyi aslında…
“Başka olana,”diğerleri”ne bakışımız ne kadar safçaysa;
kalbimiz de o kadar safçadır.
Hüsn-ü zan hasleti işte bu saf kalplerin yetisidir sadece.
Birey olarak yaşadığımız yanılgısına kapılmak,yalnız hissetmek hep bu saflığa ihtiyaç duyan kalplerden zuhur eder.
Yalnızlıktan şikayetle çekilen acılar esasında başkalarında aradığımız kusurların âyinesidir sadece.
Ne kadar kusur arıyorsak,o kadar kusurluyuzdur aslında.
Herkes kendi kusuru kadar kusur bulur baktıklarında…
Hayatın merkezinde hoşgörü olması gerekirken,
biz merkeze kendimizi koyarsak,
hayatımızın dengesini bozmuş oluruz ve zarar yine dönüp sadece sahibini bulur.
Acı çeken kalbin şifası başkalarına hoşgörüyle bakmaktır.Hoşgörüyle insan hoşnut olur ancak;
şifa bulur kalp,kemaliyle.
Yoksaki dünya bir savaş meydanı “diğerleri”de yenilmeyecek bir ordunun neferleri olur sadece.
Neferlerle daim bir savaş kalpte ne nur bırakır gözde ne fer…
Hep zulm olur dünya,kalp hep mazlum…
Kalbin çığlıkları doldurur aklın dehlizlerini.
Bir ışık,bir umut,bir çıkış aranır her an…
Unutmamak gerek;umuda perde her serzeniş an be an! (alıntı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı yorumlar faydalıdır.

Öne Çıkan Yayın

Esmaul husnadan anladiklarimiz

Esmaul husnadan anladiklarimiz ne kadardır bi soralim kendimize oysa rabbimizi tanimanin o nun fiil ve uzerimizdeki tasarrufunu bilmenin...