Yıllar sonra köyüne dönen delikanlı sevdiği kızın nasıl biriyle evlendiğini öğrenmeye çalışınca anlamlı bir hikaye çıkar ortaya.
Anadolu’nun bir köyünde yaşayan Aygül adında dünyalar güzeli bir kız vardı. Köyün bütün kızları ona benzemek için ayna karşısında saatlerce süslenir; onun güzelliğini tatlı bir heyecanla ve bir o kadar da kıskançlıkla anlatıp dururlardı birbirlerine. Talipleri oldukça fazla olsa da genç kız, güzel bakışlarını hayalinde büyüttüğü delikanlı için saklıyordu.
Günler su gibi akıp gitmiş ve köyün bütün kızları yuvasını kurmuştu. Genç kızlar sıcacık yuvalarında eş ve anne olmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Bu arada köyün en yakışıklı ve sevilen delikanlısı Murat da askerliğini yapıp dönmüştü yurduna. O da vurgundu Aygül’e. Ama kız hayalindeki aşkı uğruna bu delikanlıyı da reddetti. Murat aşkına sadakat adına uzun yıllar bekledi sevdiği kızı. Zamanla aşkının karşılıksız çıkmasına kederlenip uzak diyarlara yol aldı.
Gittiği yerde kendine yeni bir hayat kurdu, yuvasında mutluydu. Yıllar sonra yolu bir zamanlar yaşadığı o güzel ve küçük köye düştü. Bir zamanlar yakın komşusu olan yaşlı adamla hasbihal ederken çekinerek de olsa dünyalar güzeli Aygül’ü sordu. Yaşlı adam caminin hemen yanında, arkasında gül bahçesi olan evi gösterip “Evlendi Aygül, bu evde yaşıyor” dedi.
Bakmayı bildikten sonra her gül kendi içinde en güzel gül olma vasfı taşıyor.
Murat bir zamanlar kendisi de dahil herkesi reddetmiş olan genç kızın kocasını merak etmişti. Yaşlı adam, Aygül’ün kendisinden oldukça yaşlı, karısı ölmüş. fukara bir adamla evlendiğini ve kocası öldüğü için Aygül’ün şimdi dul kaldığını bir çırpıda anlatıverdi. Murat içindeki merak ve biraz da kırılmışlık hissiyle kadının yanına gitmeye karar verdi. Aygül o yaşlı adamda ne bulmuştu da evlenmişti? Gül bahçeli evin kapısını çaldı korku ve tereddüt içinde! Kapı açılınca karsısına çıkan orta yaslı kadını hemen tanıdı. Kendisini tanıtmayı da unutmadı. Kadın derin derin baktı adamın yüzüne. Merakını yenemeyen Murat neden böyle bir adamla evlendiğini sordu. Kadın ona ancak arkasındaki gül bahçesinin en güzel gülünü kendisine getirirse cevap verebileceğini söyledi. Yalnız, bahçede ilerlerken bir daha geriye dönmemesini şart koştu.
Murat merakının giderileceği heyecanıyla bahçeye çoktan yönelmişti bile. Birden çok güzel sarı bir gül gördü.Tam onu koparıp almak üzereyken az ileride kocaman pembe bir gül gözüne çarptı. Pembe güle yaklaştı fakat onu koparacakken az ötede ondan da güzel kırmızı bir gül goncası gördü. Daha güzeli, daha güzeli derken bir de baktı ki bahçenin sonuna gelmişti. Geriye dönemeyeceğinden çaresizce önündeki gülü kopardı. Kadın, Murat’ın elinde solmuş. Cılız bir gülle kendisine doğru yürüdüğünü görünce hiç şaşırmadı Yüzünde buruk bir tebessüm belirdi. “Bak gördün mü?” diyerek kırık dökük hayallerinin hepsini sözlerine taşıdı.
“Her zaman daha iyisini bulmak isterken ömür bitiyor. Sonunda en kötüsüne razı oluyorsun. iyi günlerde iyi güllerin arasındayken kendine sıradan bir gül seçmelisin ki onu elinde büyütüp en güzel gülün eyleyesin.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Alakalı yorumlar faydalıdır.