Bazı evliyalar ise muhabbetullah hakkında şöyle demiştir: “Bir hardal tohumu kadar
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme mutabaat etmek demek; her hal ve hareketimizde sünnetine uymak, çok ibadet yapmak,
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem, bir gün sahabelere şöyle anlatmıştır:
— Az önce, Cebrail yanımdan ayrıldı ve bana şöyle dedi: “Ya Muhammed, seni hak Peygamber olarak gönderen
Nitekim bizler, yere inip çıkarken yanına uğrar ve onun secde halinde olduğunu görürdük. Bize verilen bilgiye göre bu kul, kıyamet günü yeniden dirilerek
— Ey kulum! Sana rahmetimle mi yoksa amelinle mi muamele edeyim, buyuracak ve bunun üzerine o kul:
— Ya Rabbi! Amelimle bana muamele et! Diyecektir. O zaman,
— O halde, bu kulumun amelleri ile kendisine verdiğim nimetleri mukayese ediniz, buyuracak ve meleklerin yapacağı hesap sonunda, beş yüz yıllık ibadetinin sadece gözünün nimetini karşılayabildiği ve vücudunun diğer nimetlerinin karşılıksız kaldığı görülecektir. Bunun üzerine
— Kulumu cehenneme atın! Diye emir verecek ve bu emir uyarınca, kul cehenneme doğru yola çıkarılacaktır. Cehenneme götürülürken:
— Ya Rabbi, beni rahmetin karşılığında cennete koy! Deyince,
— Kulumu geri getirin, diye emir verecektir. Geri getirilecek olan kul, tekrar
— Ya kulum, seni yoktan var eden kimdir? Diye soracak, kul da:
— Sen, Ya Rabbi! Diyecektir.
— Seni yaratmam kendi amelinin mi, yoksa benim rahmetimin mi karşılığıdır? Diye soracak, kul da:
— Tâbii ki senin rahmetinin karşılığında olmuştur, diyecektir.
— Ya kulum, beş yüz yıl boyunca ibadet etmeni sağlayan gücü sana veren kimdir? Diye soracak, kul da:
— Sen, ya Rabbi! Diyecektir.
— Seni dağın tepesinde, yeşillikler arasına kim kondurmuş, kim sana tuzlu sudan tatlı su bağışlamış ve kim her gece sana bir nar meyvesi sağlamıştır? Ruhunu, secdedeyken almamı istemen üzerine, bu arzunu yerine getirdim. Bütün bunları yapan kimdir? Diye buyurunca kul:
— Sen, ya Rabbi! Diye cevap verecektir.
— Bütün bunlar, rahmetimin eseri olduğu gibi şimdi de yine rahmetimle seni cennete koyacağım, buyuracaktır. Zaten her şey
Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem başka bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur: “Şayet
Hakikaten, bizim gözümüz olduğu için kıymetini bilmiyoruz. Gidin âmâ olan kimselere sorun, ne kadar zor olduğunu görürsünüz. Tokluğun kıymetini, aç olduğumuz zaman biliyoruz. Hülâsa; insan her nimetin kıymetini ancak onun yokluğunda bilebilir. Biz bolluğun içinde olduğumuz için
Muhabbet, Resulullah’a uymakta
Bundan başka, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme uymuş, mutabaat etmiş idi. Bundan dolayı da muhabbet verilmişti. Fakat o mutabaat azaldığı zaman, insanın muhabbeti de azalıyor. Çünkü muhabbet, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellemin mutabaatına bağlanmıştır. Bu dünyada bir şeyimiz kaybolduğu zaman, hemen onu aramaya koyuluyoruz. Peki, dünyada geçici olan, adî bir şeyimizi arıyoruz da neden kaybolan muhabbetimizi,
Hâlbuki insan, o muhabbetle
O muhabbetin tekrar bulunması da yine Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme mutabaat etmekle mümkündür. İnsan, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi veselleme mutabaat ettiğinde, yine eski muhabbetini bulacaktır.
Hepimiz şunu derinlemesine düşünüp tecrübe edelim. İnsan,
Şimdi biz buradayız. Fakat şu an, kabre doğru gittiğimizden haberimiz var mı?
— Kurban bana nasihat et! Demiş. Evliya:
— Senin annen baban yaşıyor mu? Diye sormuş. Adam:
— Hayır! Diye cevap verince Evliya:
— Ben sana ne diyeceğim. Bak annen baban vefat etmiş. Demek ki sıra sana gelmiştir, demiştir. Nitekim Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
— İbret için insana ölüm yeter. (Beyhaki)


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Alakalı yorumlar faydalıdır.