5 Nisan 2011 Salı

ÜÇ İSMİ ŞERİF

ÜÇ İSMİ ŞERİF

 
Günde beş defa, vakit namazlarımızda; hikmetleri, manaları çok büyük olan Fâtiha Suresi�ni okuyoruz. Fatiha Suresi ile Allahu Zülcelâl�e münacaatta, yakarışta bulunuyoruz.

Bu sure-i şerifede, Allahu Zülcelâl�in üç tane ismi vardır ki bunlar, doksan dokuz (99) ismine (Esma) denktir. Allahu Zülcelâl�in isimlerindeki manaların hepsi bu üç isimde toplanmıştır. Bunlar; �Allah�, �Rab�, �Rahman�dır.

�Allah� lafzının manası, �Mabud� yani; �iyyâke na�budu...� (Allahım! Ancak sana kulluk ederim) manasındadır.

�Rab� ise bütün kâinatın tedbirini, işlerini görendir. �iyyâke nestaîn...� (Sadece senden yardım isteriz) manasındadır.

�Rahman� ise �ihdine�s sirâta�l müstegîm.� (Yarabbi! Bizi kendi rahmetinle, Hak olan doğru yoluna hidayet et) manasındadır.

Allahu Zülcelal, 18 bin âlemin Rabbidir. Bu âlemlerin bütün ihtiyaçlarını karşılamaktadır. �Rabbul Âlemin� olduğundan, mutlaka insanlara menfaatli ve zararlı şeyleri öğretmek için peygamberler göndermiştir. Biz de bu peygamberler vasıtasıyla ilim sahibi olmaktayız.

Allahu Zülcelâl onlarla, bize yol göstermiştir. Çünkü peygamber göndermeyip kullarını, kendilerine menfaatli ve zararlı olan şeyleri bilmekten mahrum bırakmak, �Rabbul Âlemin� sıfatı ile muttasıf olan Allahu Zülcelâl�in adaletine ve şanına lâyık değildir. Onun için mutlaka peygamber göndermiştir.

Allahu Zülcelâl �Mâbud�dur. Kendisine ibadet yapabilmemiz, kural ve kaidelerini bilmemiz için yine peygamber gereklidir. Onun için peygamber göndermiştir.

Allahu Zülcelâl �Rahman�dır. Toprak nasıl yağmura muhtaç ise yağmur olmadığı zaman toprak kupkuru kalırsa insan da Allahu Zülcelâl�in rahmeti ile manevi olarak ayakta durmaktadır. İnsanın rahmete olan ihtiyacı, toprağın yağmura olan ihtiyacı gibidir. Hatta daha fazladır. Çünkü o rahmetle ebedi saadeti kazanmaktadır. Bunun bilinmesi için de peygamber göndermiştir.

Fâtiha suresini okurken, �ihdina�s-sırâta�l müstakim� (Ya Rabbi! Bizi doğru yoluna hidayet et) diyoruz. �Hidâyet� yol göstermektir. Bunun bilinmesi için de peygamber gereklidir. Her insan, daha bu dünyadayken, ahiret gününde sırat köprüsünden geçip geçemeyeceğini az çok bilir.

Dünyadaki doğru yol, �Sırat-ı Müstakim� ahiretteki Sırat Köprüsü�dür. İnsan, dünyada doğru olan Allah-u Zülcelâl�in yoluna ne kadar sebat ve gayret ederse ahiret gününde de sırat köprüsünden geçmekte o derece başarılı olur.

Cehennem sırat köprüsünün altındadır. Bu köprünün kenarlarında çengeller vardır. Bu çengeller, dünyada işlenen günahlardır. İnsanları tutup cehennem ateşine doğru çekerler. Onun için Allah-u Zülcelâl�in doğru olan yolundan ayrılmamamız lazımdır ki, sonumuz sırat köprüsünün üzerinde hüsrana uğrayanlardan olmasın.

Allahu Zülcelâl�in Kıyamet Günü�nde insanlara hazırladığı, kendi günahlarından başka bir şey değildir. Behlül-i Dana (kuddise sirruhu) Hazretlerine:

� Nereden geliyorsun? Diye sorduklarında, şöyle cevap vermiştir:
� Cehennemden geliyorum. Ancak, size getirecek bir ateş bulamadım. Böyle söyleyince ona güldüler.

� Cehennem ateşle dolu olduğu halde, sen ateş bulamadım diyorsun! Dediler. Bunun üzerine Behlül-i Dana şöyle dedi:
� Siz gülüyorsunuz, ancak akılsızsınız. Cehennemde ateş yoktur. İnsanın, günahı kendisine ateş olur. Benim günahım olmadığı için orada ateş bulamadım.

İşte, bu dünyadaki günahlarımız, ahirette türlü türlü azap olur. Onun için kendimize çok dikkat edip günahlardan muhafaza olmamız lazımdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Alakalı yorumlar faydalıdır.

Öne Çıkan Yayın

Esmaul husnadan anladiklarimiz

Esmaul husnadan anladiklarimiz ne kadardır bi soralim kendimize oysa rabbimizi tanimanin o nun fiil ve uzerimizdeki tasarrufunu bilmenin...