SUİ-ZAN HÜSN-Ü-ZAN
Hüsn-ü zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak.
“Su-i zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak.”
"Ey iman edenler. Zandan çok sakının. Çünkü zannın bazısı ağır günahtır." Hücurât Sûresi, 12
Zan, "sanmak, tahmin etmek" mânasına geliyor. Hüsn-ü zan, iyiye de kötüye de yorumlanabilecek bir işe, güzel yönünden bakmak demektir. Bunun zıddı su-i zan olup "her şeye menfi yönden bakmak, kötüye yorumlamaktır."
“Hüsn-ü zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak.
“Su-i zan: Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak.”
ZANNIN İKİ KANADI
"Ey iman edenler. Zandan çok sakının. Çünkü zannın bazısı ağır günahtır." Hücurât Sûresi, 12
Zan, "sanmak, tahmin etmek" mânasına geliyor. Hüsn-ü zan, iyiye de kötüye de yorumlanabilecek bir işe, güzel yönünden bakmak demektir. Bunun zıddı su-i zan olup "her şeye menfi yönden bakmak, kötüye yorumlamaktır."
Bir hadisede kesinlik varsa orada zanna yer olmadığı açıktır. Meselâ, bir insan alenen küfrü savunuyorsa burada zan söz konusu olamaz ve o adamın küfrüne hükmedilir. Ama, bir mü’minin ağzından küfür sözleri çıktığında, ona hemen kâfir damgası vurmak yerine, hüsn-ü zan yolunu tutmak ve o sözü küfründen değil, cehaletinden söylediğini düşünmek tedbir ve temkine en uygun olanıdır.
İnsanı su-i zanna sevk eden en önemli sebep, kendi mizacının bozukluğu yahut kendi hayat düzeninin çarpıklığıdır. Daima karşısındakileri aldatan bir insan, herkesin sözlerini şüphe ile karşılar ve her işin altında bir hile, bir oyun arar.
Nur Külliyatı’ndan bu mânayı ders veren ibretli bir parça:
"Evet insan hüsn-ü zanna memurdur. İnsan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Kendisinde bulunan sû-i ahlâkı, sû-i zan saikasıyla başkalara teşmil etmesin. …" Mesnevî-i Nuriye
Hüsn-ü zannın en önemli bir istimal yeri, insan iradesini aşan musibet ve felâketlerde kaderin bir hikmet ve rahmet yönü olduğunu düşünüp şikayet ve isyandan sakınmaktır. Allah Resulü (asm.) bu mânayı şu hadis-i şerifleriyle ders veriyor:
“Allah’a hüsn-ü zan ibadettir.
Nur Müellifi, "Kaderin her şeyi güzeldir." buyurmuş ve maruz bırakıldığı bütün zulümlerde ve sıkıntılarda daima kaderin adaletini ve gizli güzelliklerini aramış ve bu hususta çok harika bir örnek sergilemiştir.
Hüsn-ü zan, güzel ahlâkın önemli bir şubesidir. Nefis ve şeytan bu güzel hasletin de düşmanıdırlar. Öyle ise biz de nefsimizi hüsn-ü zanna yönlendirmeye ve onu su-i zandan menetmeğe bütün gücümüzle çalışmak mecburiyetindeyiz.
Dinimizde bu iki tarif yer tutmaktadır bakış açılarımızı bu tarif edilen kuralla geliştirmek bize ve bakış açımıza güzel değerler katacaktır.
Hüsn-ü zannın en önemli bir istimal yeri, insan iradesini aşan musibet ve felâketlerde kaderin bir hikmet ve rahmet yönü olduğunu düşünüp şikayet ve isyandan sakınmaktır. Allah Resulü (asm) bu mânâyı şu hadis-i şerifiyle ders veriyor:
“Allah’a hüsn-ü zan ibadettir.
“Allah-u tealanın RAHMETİN ,ŞEFKATİN,NİMETİN ,ŞİFANIN her türlü hayrın ,iyiligin güzelligin tek sahibi olduğunu bilmek ve inanmak ona olan HÜSN-Ü zannımızdır ..
Su-i zandan uzak olan düşünce yapısıyla beslenen bir kalp ve akıl hep güzelliklere hayra doğru yol alacaktır.
“Bizler için şimdi herşeyin iyi tarafına ve güzel cihetine ve ferah verecek vechine bakmak lâzımdır ki mânâsız, lüzumsuz, zararlı, sıkıntılı, çirkin, geçici haller nazar-ı dikkatimizi celbedip kalbimizi meşgul etmesin.” (Şualar)
hüsn güzellik demektir güzel demektir öyleyse bu kalp cevherini güzelliklerle doldurmalıyızki
bizim ruh dünyamıza fayda veren bir nurani yol olsun.BEDİÜZZAMAN HZ güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayatından lezzet alır demiş.
Bakışlarımız ,düşüncelerimiz güzelliklerle dolsun ..Amin..ALLAHU TEALAYA emanetsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Alakalı yorumlar faydalıdır.